Konu Arşivi | "Eğitim-Sen Anamur Temsilciliği"

Konular:

Eğitim-Sen’den öğretmene destek

Tarih: 11 Ocak 2013 Yazan: editor3

3lh67lp5x5001Eğitim-Sen Anamur Temsilciliği, başka okula tayin edilen sendika üyesi öğretmen Çiler Apaydın?ın Anadolu Öğretmen Lisesi?ndeki görevine dönmesini istedi. Eğitim-Sen Anamur Temsilcisi Mustafa Bakır, sendika üyeleri ile birlikte Hükümet Konağı önünde yaptığı basın açıklamasında,
Eğitimde uygulamaya konulan 4+4+4 dinci eğitim sistemi ile birlikte taşrada, görev yapan çağdaş demokrat eğitimcileri hedef almaya başlamışlardır.
Buna örnek Anamur öğretmen lisesinde çalışan öğretmenlerimizdir. Gecen yıl bu okuldaki olumsuz gelişmeleri, sendikamız yönetim kurulundan arkadaşlarımızla okul idaresi ile görüştük. Bu okulda aydın eğitimcilere baskıların yapıldığını bunun önleminin alınması gerektiğini o gün söyledik.  Bu olumsuzlukların önlemini almak yerine adeta kışkırttılar.
Bu okulda yapılan bir toplantıda, öğretmen Sn: Çiler APAYDIN toplantının çok uzun sürmesi üzerine bir eleştiri yapıyor. Müdüre atfen hocam burada 4 saattir toplantı yapıyoruz aynı şeyleri konuşuyoruz. Bu toplantıyı bitirelim diye bir eleştiri getiriyor. Bu eleştiri karşısında orada bulunan bir öğretmen, Çiler arkadaşımıza hakaret ediyor. Sonra bunları söyleyen şahıs ve Çiler Hanım karşılıklı özür diliyorlar olay kapatılıyor. Fakat bir süre sonra birilerinin kışkırtması sonucu okul müdürü bu konu ile soruşturma acıyor. Sonra müfettiş geliyor.
Arkadaşımız yaptığı bir demokratik eleştiri sonucu hem hakarete uğruyor. Hem soruşturmaya maruz kalıyor. Yapılan soruşturma sonucu sözbirliği etmişçesine arkadaşlarımızı suçlu çıkarmaya çalışıyorlar. Bu konuda diğer eğitim sen üyesi ve hiçbir sendikaya üye olmayan bazı eğitimciler, Çiler öğretmene yapılan haksızlığa karşı çıkıyorlar. Bütün bunlara rağmen Çiler öğretmenimize ve eşine uyarı cezası veriliyor. Sizlerde bilirsiniz ki uyarı en alt cezadır. Aslında cezada değildir. Zorlama ile ceza bulmaktır.
Sonra bununla yekinilmiyor, Çiler öğretmeni başka bir okula sürüyorlar. Bunun anlamı şudur siz suçlu olmasanız da biz size suç buluruz ve sizi buradan sürgün ederiz. Orman kanunları uygularız demektir. Bir eğitim kurumunda bunlar yaşanıyor.
Nereden güç alıyorlar bilmiyoruz, fakat kendilerine engel gördükleri çağdaş eğitimcileri sindirmeye çalışıyorlar. Onları itibarsızlaştırmaya, olmadı ceza vererek sürgün ederek susturmaya çalışıyorlar. Çiler öğretmen Aydın, Çağdaş, eğitim Senli bir öğretmen bu nedenle hedef alınmaktadır. Bu yüzden susturmak istemektedirler.
Bir süre önce arkadaşımıza verdikleri ders saatlerini almışlar, başka okuldan birilerine vermişlerdir. İtirazlar ve verilen dilekçe üzerine arkadaşımızın derslerini geri vermek zorunda kalmışlar. Getirdikleri öğretmeni geri göndermişlerdir. Bu kurumu alay konusu yapmışlar, yıpratmışlardır.
Kurum yöneticilerinin yaptıkları bunca hataya rağmen, arkadaşımızı hakkını aradığı için uyumsuz görmektedirler. Bütün bunlarla yetinmeyip, okuldan uzaklaştırmışlardır. Bu bir sürgündür, bir insan hakkı ihlalidir. İşkencedir. Arkadaşımızın, hakkını sonuna kadar arayacağız. Fakat bizleri ve arkadaşlarımızı inciten eğitim kurumlarının orman kanunları ile yönetiliyor olmasıdır.
Eğitimci kimliğine, kişiliğine bir şey söyleyemedikleri arkadaşımızı, sadece sendikal kimliği ve yapılan yanlışlara karşı çıktığı için uzaklaştırıyorlar. Buna seyirci kalmayacağız. Bu güçler, öğrencilere çağdaş bilgiyi, aydın eğitimciyi, kısacası aydınlanmayı yasaklamaktadırlar. Bu gün bunlar yapılıyorsa, bunun üzerine yetişecek nesli, siz düşünün.
Yetkilileri uyarıyoruz, Arkadaşımızı acilen eski okulundaki görevine iade edin, bu kurumlardaki gerici uygulamalara bir son verin. Bu okullardan yetişen öğrencilerimiz, ülkenin gelecek kuşaklarını yetiştirecek. Eğitim ciddi bir iştir. Bilimsel yapılmalıdır. Son olarak sunu söylüyoruz. Soruşturma açarsınız, sürgün edersiniz, yasal yollardan bunların hesabını sorarız. Ama iyi bilin asla boyun eğdiremezsiniz.?
Basın açıklamasına, Tüm Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Recep Kara, Ses Mersin Şube Başkanı Selman Günbat, Eğitim Sen Mersin Şubesi Hukuk Sekreteri Ahmet Karakuş ve Tüm Bel Sen Mersin İşyeri Temsilcisi Zeki Güngör ile sendika üyeleri katıldı.

Yorum (0)

Konular:

Eğitim Sen’den 2013 bütçesine tepki

Tarih: 20 Aralık 2012 Yazan: editor3

Eğitim Sen Anamur İlçe Temsilcisi Mustafa Bakır, TBMM?de görüşülen 2013 yılı bütçesi ile ilgili ?Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir? dedi.

Bakır, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında, TBMM?de görüşülmekte olan 2013 yılı bütçesi ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

?2013 yılı bütçe görüşmeleri 20.12.2012 günü tamamlanacak. Ülkenin emekçilerinin, yoksullarının taleplerinin yok sayıldığı, kazanılmış haklarının budandığı savaşa, ranta ayrılan 2013 yılı bütçesini hükümet meclis çoğunluğuna dayanarak yasallaştıracak.

Bütçe görüşmelerinde şekil yöntem kurallarına uyma ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Sayıştay denetim raporları devre dışı bırakılarak, Meclise sunulan bütçe, AKP in ülkeyi nasıl yönetmek istediğinin göstergesidir. Tüm yetkilerin kendilerinde toplanmasını istiyorlar. Bu anlamda kuvvetler ayrılığına karşı olduklarını da açıkladılar. Meclis çoğunluğuna dayanarak, diktatörlüklerde görülen bir yaklaşımla, mali ve idari konularda bile hesap vermeyi ret ediyorlar.

Bu olay bundan sonra da daha keyfi kararlar alınacağının göstergesidir. Payı belirleyen, egemenlik ilişkilerini de sekilendirecek. Mali denetimin tasfiye edildiği bir sistemde, demokratikleşme iddiası gülünç olmaktadır. Bu ülkede birde örtülü ödenek diye bir harcama alanı var.  Bu ödenekten şimdiye kadar, kime, ne kadar, nereye devlet kasasından para aktarıldığı konusunda kimseye hesap vermiyorlar.

Ne zaman emekçiler, yoksullar söz konusu olsa, bütçe kısıtlı diyen iktidar, savaşa, ranta istediği kadar bütçe ayırtabiliyor. Bu bütçe harcamalarında da Aslan payı, yine Savaşa ve ranta ayrılmıştır. Dindar nesiller yaratma adına, Dinayet İşleri Başkanlığının payı katlanarak, birçok bakanlığı sollayarak rekor kırmıştır.

Savaş politikalarını benimseyen AKP hükümeti, ABD emperyalizminin bölgede emir eri gibi davranırken, tüm kaynakları da savaşın hizmetine sunmaktadır. Kendi baskıcı ve otoriter gücünü besleyecek kurumları güçlendirmekte. Baskı aygıtlarını yine halktan topladığı vergilerle genişletmektedir.

Düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, muhalif olan herkesin baskı altına alındığı, hukuksuzluğun egemen olduğu, Ülkemizde ceza evleri binlerce öğrenci, gazeteci, sendikacı, akademisyen ve siyasi tutuklu ile doludur.

AKP hükümeti bir yandan neoliberal devlet anlayışı ile sosyal harcamaları kısmakta, eğitim, sağlık barınma ve çalışma hayatına yönelik kamu hizmetlerini ticarileştirmektedir. Bu gün sadece parası olanlar eğitim sağlık olanağına kavuşabilmektedir. 739 tl asgari ücretle milyonlarca ailenin nasıl geçinebileceğini neyle açıklayabilirler. Sefaletin içine sürükledikleri emekçilerin yaşam koşulları güçleşirken, hükümet devlet kurumlarını bir ticari holdinge, kamusal hizmetleri de alınıp satılan bir metaya dönüştürmüştür.

Savaşın, yağma ve talan üzerine kurulu rantın bütçesinden, arta kalan payda AKP nin dindar nesil projesine, yani geleceğimizin karartılmasına ayrılmaktadır. Tüm tepkilere rağmen 4+4+4 gerici, piyasacı eğitim sistemini hayata geçirdiler. Eğitimi ticarileştiren bu sistem eğitimin niteliğini de dinselleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu sistemle eğitim artık milli eğitim bakanlığının konusu olmaktan çıkmış, din ayet işleri bakanlığının alanına girmiştir.

10 yıllık iktidarları boyunca emekçilere sömürü ve yoksulluktan başka bir şey sunmayan, her yıl daha fazlasını isteyen karşılığında hep daha az veren AKP hükümeti, yıllardır halktan topladığı ağır vergilerle kendi otoriter, sömürü düzenini sürdürmeye, emekçileri sefalete, yoksulluğa itmeye devam ediyor. Bu sömürünün bu gün bir adı da bütçedir.

Bu bütçe, Ülkeyi yoksulluğa, işsizliğe, savaş batağına, götüren bütçedir.Bu bütçede grevli toplu sözleşme mücadelesi yürüten kamu emekçileri yok.Bu bütçede 739 tl ye mahkum edilen asgari ücretli yok.Bu bütçede gübre parası bulamayan çiftçi,köylü yok.

Emekçileri yoksulluğa, halkı kamu hizmetlerinden yoksunluğa terk eden savaşın, rantın bütçesi derhal geri çekilmelidir. Kamu harcamaları toplumsal yarar doğrultusunda yükseltilerek bütçe şekillendirilmelidir. Büyüme ve istihdamı arttırmak için kamunun yatırımcı niteliği öne çıkarılmalıdır.

Eğitime ve sağlığa ayrılan pay ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden belirlenerek artırılmalıdır.

Sağlıkta tasarruf ölümdür. Sağlıkta dönüşüm programı adı altında sürdürülen yıkım politikaları durdurulmalıdır.

Kamu hizmetlerinin eşit ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.

Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir.

Kamu çalışanlarının başta ücret olmak üzere bütün hakları özgür, toplu pazarlık süreciyle belirlenmelidir.34typ2yml003734typ2yml0038

Yorum (0)

Konular:

Eğitim Sen zamları protesto etti

Tarih: 22 Ekim 2012 Yazan: editor3

54yzkmlgal7mf4012Eğitim Sen Anamur Temsilciliği, ?Zamlara, işsizliğe, yoksulluğa, savaşa son? sloganıyla yürüyüş düzenledi.
Eğitim Sen önünde toplanan üyeler, ellerinden pankartlarla burdan eski Cumhuriyet meydanına kadar yürüyüş yaptı.
Eğitim Sen Anamur Temsilcisi Mustafa Bakır, meydanda yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
?Ülkemizde emeği ve alın teri ile geçimini sürdürmeye çalışanlar, AKP iktidarı döneminde yoksulluğu en ağır şekli ile yaşıyorlar. Daha fazla sömürü ve talan için yine ekmeğimize aşımıza göz koydular. İnsanca yaşam taleplerimizi zor kullanarak engellemeye çalışıyorlar.
Emekçi halktan topladıkları kaynakları sürekli sermayeye sunan AKP hükümeti, Zamlarla bu kaynağı arttırma gayreti içine girmiştir. Temsil ettiği sermaye çevrelerine bunu güçlü bütçe adı altında propaganda malzemesi yapmaktadır. Geniş halk kitlelerini de yoksulluk ve borçlanma batağına atmıştır.
Neo liberal politikalarla, halkın en temel hakkı olan kamusal hizmetleri sermayenin rant alanına açmışlardır. Bu kapsamda finansman ihtiyacı ortaya çıktığında, ardı ardına uygulanan zamlar, dünyada en adaletsiz biçimi ile halktan toplanan ve nereye kullanıldığı açıklanmayan vergiler, kurulan soygun düzeneğinin en bariz göstergesidir. 
Doğalgazdan benzine, elektriğe tüm tüketim ürünlerine yapılan zamlar, emekçilerin omuzlarında gün geç tikçe ağırlaşıyor. Ülkemizde dünyanın en adaletsiz vergi sistemi uygulanmaktadır. Sermaye kesimlerinden toplamadıkları vergileri, özel tüketim vergisi adı altında tüketim ürünleri üzerinden, halkın cebinden zam olarak almaktadırlar.
Hani dünyanın ekonomisi en fazla büyüyen ikinci ülkesiydik. Kişi başına düşen gelir ortalama 12 bin dolar diyorsunuz. O zaman 860 tl çalışan asgari ücretlinin, bunca işsizin, yoksulun ve bizim hakkımızı kim yiyor? Hesabını versin. Madem bu denli büyüdük geliştik. Tüketim ürünlerine her ay yapılan bu zamlar niye. Siz insanlarla alay mı ediyorsunuz. 
İktidara sesleniyoruz, emperyalist güçleri, yoksul halkın cebinden beslemekten vazgeçin. Soygun aracı haline getirdiğiniz bütçeyi gerekçe göstererek, ardı ardına sıraladığınız zamlara bir son verin.
Değerli arkadaşlar, Emperyalizmin kirli oyunlarında aktif taşeronluk rolünü üslenen AKP ?nin bu gün olduğu gibi gelecekte de savaş harcamalarını arttırması kaçınılmazdır. Sadece resmi makamlar bu gün bütçede savunma ve güvenlik harcamalarının boyutunun 20 milyar tl yaklaştığını ifade ediyor. Suriye?deki iç savaşın kışkırtılmasına yönelik, dinci terör guruplarını eğiten gizli üslere aktarılan örtülü harcamaların şimdiden milyar doları geçtiği bilinmektedir.
Savaş, onu önceleyen politikaların devamıdır. Orta doğuda sürdürülen bu savaşlar, emperyalist tekellerin işbirlikçileri ile sürdürdükleri paylaşım savaşıdır. Komşularımızla yapılmak istenen bu savaş çığırtkanlığından vazgeçmelidir. Suriye nin geleceğini Suriye halkları belirlemelidir. Suriye de emperyalist müdahalelere hayır diyoruz.
Değerli arkadaşlar işte ülkenin geldiği nokta. Hiç kimsenin ihtiraz etmeye cesaret edemeyeceği, orman kanunları uygulanıyor. Bunda, olumsuzlukları yaratanlar kadar, olumsuzluklar karşısında seyirci kalanlarda suçludur. Baskıyı bir kez onaylarsanız, devamı gelir.
Şimdi bu olumsuzlukları yaratanlara, onun üzerine iktidarını kuranlara, bizleri ezen, zam, zulüm, adaletsizlik üzerine kurulu, sömürü sistemine karşı güç birliği oluşturmalıyız. Bunun için ortak mücadele hattının örülmesi birleşik emek hareketinin yaratılması, emekçilerin ve ezilenlerin hakları için ortak mücadele edilmelidir. Aksi halde; demokrasi postu giydirilmiş, gerici, Dinci, Faşizan AKP diktatörlüğü, halkı ezmeye devam edecektir.
Bizler bu topraklarda emek ve Demokrasi mücadelesinin zor, bedelinin ağır olduğunu zaten biliyoruz. Son sözü söyleyenlerinde, direnen emekçiler olduğunu çok daha iyi biliyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar. Bu onurlu mücadelede sizlerle hep birlikte var olmayı sürdüreceğiz. Emekten, Adaletten, Barıştan, Kardeşlikten yana bir ülkeyi mutlaka kuracağız. Bu yağmacılık düzenine izin vermeyeceğiz.?
Eylem, halay çekilmesiyle sona erdi.54yzkmlgal7mf4009

54yzkmlgal7mf401054yzkmlgal7mf4011

Yorum (0)

Konular:

Eğitim Sen yürüyüş düzenleyecek

Tarih: 18 Ekim 2012 Yazan: editor3

egitim-sen_logo_kare11Eğitim Sen Anamur Temsilciliği, 20 Ekim Cumartesi günü ?Zamlara, işsizliğe, yoksulluğa, savaşa son? sloganıyla yürüyüş düzenleyecek.
Temsilcilikten yapılan yazılı açıklamada, Eğitim Sen önünde toplanılacağı ve buradan eski Cumhuriyet meydanına kadar yürüyüş yapılacağı, saat 13:30?da meydan basın açıklaması yapılacağı belirtildi.
Açıklamada, ?Zam, zulüm, adaletsizlik üzerine kurulu bu düzenin tüm mağdurları, ortak mücadelenin örülmesi, birleşik emek hareketinin yaratılması, emekçilerin ve ezilenlerin hakları için mücadeleyi örgütlemeye çağırıyoruz? denildi.

Yorum (0)

Konular:

Eğitim-Sen Öğretmenler Günü’nü kutlayacak

Tarih: 03 Ekim 2012 Yazan: editor3

egitim-sen_logo_kare1Eğitim Sen Anamur İlçe Temsilciliği, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü günü dolayısıyla kutlama programı düzenleyecek.
Temsilcilikten yapılan açıklamada, sendika binasında cuma akşamı yapılacak programın saat 20:00?da başlayacağı belirtildi.
Açıklamada, günün anlam ve önemini belirten konuşma ile müzik dinletisinin yer alacağı kutlama programına bütün üyeler ve öğretmenler davet edildi.

Yorum (1)

Konular:

Eğitim Sen şairleri andı

Tarih: 05 Haziran 2012 Yazan: editor3

Eğitim-Sen Anamur İlçe Temsilciliği şairler Nazım Hikmet, Ahmet Arif ve Sabahattin Ali?yi anma programı düzenledi.
İlçe Temsilcisi Mustafa Bakır, sendika binasındaki programda yaptığı konuşmada, ?Yüreği hep halkı için atmış halkı için yazmış, hapisler yatmış, işkenceler görmüş, sürgünlere gönderilmiş şairlerimizi unutmayacağız. Onlar unutulursa ölürler? dedi.
Şairlerin hayatları ve eserleri hakkında bilgi sunan Bakır, şunları söyledi:
?3 Haziran 1963 Nazım HİKMET sürgün yurdunda toprağa verilir. 2 Haziran 1991 de Ahmet ARİF.2 Nisan 1948 de Sabahattin Ali katledilir. Ölüsü 16 Haziranda bulunur.
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907 dünyaya gelmiştir. Öğretmen olan, S.Ali birçok kez gözaltına alınmış, en son öğretmenlik görevinden alınmıştır. Sonrasında gazetecilik yapar, Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin le birlikte mizah dergileri çıkarmışlardır.
Anadolu insanına yaklaşımı ile edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiştir. Kentlilerin ve Aydınların Anadolu insanına takındıkları küçümseyici tavırlarını eleştirmiştir.
Aldırma gönül, Leylim ley halk dilinde yararlanılarak yazdığı şiirleri herkes tarafından bilinir. S.ALİ 2 Nisan 1948 katledilir.
Ahmet ARİF 21 Nisan 1927 dünyaya gelir. Siyasal görüşü nedeni ile sık sık tutuklanır. Mertliği ve samimiyeti ile de anılır. Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde öğrenci iken iki kez tutuklanır. Hapislik günleri, işkence ve alcık içinde geçer.
O yıllarda yaşadığı eziyetlere, acılara rağmen, dağlarına bahar gelmiş memleketini düşünür. Onun yüreği ırgat işçileri arasında, ezilen acılı halkının endişesindedir. Ezilenlerin birliğini, dayanışmasını, kardeşliğini savunur.2 Haziran 1991 aramızdan ayrılır. 
Nazım Hikmet 20 Kasım 1901 yılında dünyaya gelir. Bu ülkenin yetiştirdiği bir dünya şairidir. Özgürlük, Barış ve Emek mücadelesinin meşalesidir.
Ekmeğinden ve suyundan daha değerli bulduğu özgürlüğü elinden alınmıştır. Hakkında acılan düzmece davalar yüzünden yıllarca zindanlarda yatmıştır.  Yattığı cezaevlerini adeta akademiye çevirmiştir.
Ozan ölümüne kadar barış ve demokrasi için mücadele etmiştir. Aşkın, doğanın, devrimin, özgürlüğün, barışın, başkaldırının şairidir. Aynı zamanda bir mücadele örneğidir. Onun şiirleri bir eylem çağrısı gibidir.
İşte hayatlarında acıların, mahpusluğun, sürgünlerin ve işkencelerin hiç eksik olmadığı üç yürek N.Hikmet sürgünlük yurdunda, A.Arif sessizce bir Haziran gününde, S.Ali yurt dışına çıkarken öldürülür.
Bu şairlerin toplumsal mücadeleye kattıkları emeğin anlatmakla bitirilemeyeceğini ifade eden Bakır, ?Bizlere düşen, onların düşüncelerinden kendimize bir yol çizmektir. Onların görüşlerinden alacağımız büyük dersler vardır. Ülkenin emekçileri onları saygı ile anacaktır. Onlar işçi sınıfının kavgasında yaşıyor? diye konuştu.
Daha sonra Talat Çelik, Handan Oğurlu, Ayfer Öztok, Sinan Berk, Semra Uğurel, Yeşim Dizmen, Arife Salman, Çiler Apaydın ve Hülye Aydemir, şairlerin eserlerinden bazılarını müzik eşliğinde okudu.cigklrsb003
cigklrsb001cigklrsb0021

Yorum (0)

Konular:

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 72. yıldönümü

Tarih: 18 Nisan 2012 Yazan: editor

Anamur Eğitim-Sen şubesi, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 72 yıldönümü nedeniyle konferans düzenledi.
Sendika merkezinde yapılan konferansa, Mersi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ata Tezbaşaran ve Eğitimci Yazar Ahmet Eroğlu konuşmacı olarak katıldılar.
İlk konuşmaya başlayan Eğitimci yazar Ahmet Eroğlu, yaptığı konuşmada, Türk ulusunun en önemli 3 başarısından birinin Köy Enstitüleri olduğunu belirterek ?? Ulusumuzun en önemli başarısının başında Çanakkale zaferi vardır,  ulusak kurtuluş savaşı ve 3. önemli ve büyük başarısı ise Köy Enstitüleridir. Köy Enstitüleri, Cumhuriyet Tarihimizin aydınlanma devrimidir. Köy Enstitüleri Türk buluşu bir eğitim sistemi olarak tarihe geçmiş ve gelişmekte olan ülkelere eğitim modeli olarak önerilmiştir. Köy Enstitüleri kısa ömrüne rağmen en çok konuşulan ve tartışılan modeldir? diye konuştu. Eroğlu, bu güzel modelin Türkiye?nin belleğinden silinmek istendiğine dikkat çekerek, ?? Köy Enstitüleri felsefesinden korkanlar, Onlar korkmaya devam etsinler. Bizler Köy Enstitülerinin aydınlanma destanını bu günkü kuşaklara taşımalıyız, Türk eğitim tarihini yeni nesillere anlatmalıyız?? diye konuştu.
Daha sonra söz alan Prof. Dr. Ata Tezbaşaran, 1453 ten beri Avrupalı olmaya çalıştığımızı belirterek, ?Avrupalı olma yolunda hayata geçirdiğimiz en başarılı sistem Köy Enstitüleri olmuştur. Köy Enstitülerinin dışındaki uygulamalarımız, mı miş gibi yaptık? dedi. Tezbaşaran, şöyle devam etti, ?? Yaparak yaşayarak öğrenmenin en iyi uygulandığı yer, Köy Enstitüleri olmuştur. Köy Enstitüleri, Dünya eğitim tarihinde öğrencisiyle birlikte müfredat yapan ilk modeldir.  Köy Enstitülerinde aktif demokratik yurttaş yetiştirmek programlanmıştır.  Köy Enstitülerinde etkinlik tabanlı öğretme öğrenme ilişkileri vardı?? diye konuştu. Konferansın sonunda Aksu Köy Enstitüsü mezunu Emekli öğretmenler (Mehmet Yiğit, Arif Akça, Hasan Çelik) de kısa anılarını anlattılar. Konferansa Anamurlu Köy Enstitüsü mezunu emekli öğretmenler, CHP ilçe başkanı Gökçin Yalçın ve sendika üyeleri ile vatandaşlar katıldılar.koy-enst001koy-enst002koy-enst003koy-enst004koy-enst005koy-enst006koy-enst007koy-enst008

Yorum (6)

Konular:

Eğitim Sen üyeleri 4+4+4?e karşı iş bıraktı

Tarih: 29 Mart 2012 Yazan: editor

KESK’in yurt çapında yürüttüğü iş bırakma eylemleri kapsamında Anamur’da Eğitim Sen üyeleri iş bıraktı.
Sendika önünde toplanan üyeler, ellerinde pankartlarla eski Cumhuriyet Meydanı’na kadar sloganlar atarak yürüyüş yaptı.
egitim-sen007Sendika Temsilcisi Mustafa Bakır, meydanda yaptığı açıklamada, 4+4+4 olarak bilinen, yasayla ilgili, başta KESK olmak üzere siyasi partiler, emek ve demokrasi güçleri ile birlikte ortak bir eylem programı oluşturduklarını belirterek, ?Eğitimden, sağlığa yaşamın her alanında bizi yok sayan bu düzenlemelere karşı itirazımızı dile getirmek için birlikteyiz. Bu teklife karşı yürüttüğümüz mücadeleyi tüm muhalif kesimlerin desteği ile sürdüreceğiz? dedi.
Bakır, şunları söyledi:
?AKP iktidarı döneminde eğitim alanları, doğa, kamusal alanlar, tüm yaşam alanları hiç olmadığı kadar yoğun bir şekilde saldırı altındadır. Emekçilerin her türlü hakları sermayenin çıkarı için gasp edilmektedir. Kamusal haklar birer birer tasfiye edilmektedir.
Başbakanın dindar nesil yetiştirmek istiyoruz söyleminden hemen sonra gündeme gelen zorunlu eğitim, kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılmak istenmektedir. Bununla ilgili teklif,11.03.2012. Pazar günü AKP gurubunun yapmış olduğu baskı ve şiddete varan fiili müdahalesi sonucu yarım saat içinde komisyonda bir oldubitti ile kabul edilmiştir. Hem de muhalefet milletvekillerini tekme tokat komisyon salonundan dışarı atarak.
Değerli arkadaşlar bu teklife karşı yürüttüğümüz mücadeleyi tüm muhalif kesimlerin desteği ile sürdüreceğiz. Eğitim ciddi bir iştir. Eğitim sistemi muhataplarına sorulmadan, biz yaptık oldu mantığı ile topluma dayatılamaz. Eğitim ülkenin geleceği ile ilgilidir. Bu nedenle emek ve demokrasi güçleri olarak çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği acısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalmamalıyız.
AKP, tüm toplumu ve sendikal alanları çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir. Örgütsüz, tepkisiz, itaatkâr bir toplum yaratmak istiyorlar. Bu anlamda farklı içerikteki birçok yasal düzenlemeleri aynı anda gündeme alıyorlar. Her şeyi oldubittiye getirmeye çalışmaktadırlar. Parasız eğitim isteyen öğrencilere uyguladıkları şiddeti, Mecliste seçilmişlere de uygulamaya başladılar. Birkaç gün içersinde eğitim modeli üretip tekme, tokat yürürlüğe koymaktadırlar. Bilimsel nitelikli eğitimin yerine piyasacı eğitimi dayatıyorlar. Bu uygulamaları ile eğitim kurumlarını ticarethaneye dönüştürecekler.
Bu yasa mecliste kabul edilirse, çocuk emeği sömürüsü yaygınlaşacaktır.  Piyasaya ucuz işgücü yetiştirilmesi hedeflenmektedir. Açık olarak ifade etmeseler de imam hatip okullarına yönlendirme yapılmak istenmektedir. İktidarın bilimsel eğitim yerine dini eğitim önceliğidir. Amaç dindar nesil yetiştirmektir. 
Fatih projesi kapsamında alınacak materyallerin kamu ihale kurumu incelemesinden çıkarılmasıyla keyfi alımlar ile birileri zengin edilecektir. Bu alımlar ile yandaş firmaların karlarına kar katmak isteniyor. Devlet tarafından parasız olarak verilmesi gereken ilköğretim eğitiminde, devlet yükümlülüğü kaldırılıyor. Eğitim tamamen paralı hale getirilmek isteniyor. Dinsel, muhafazakâr, piyasacı içeriğe sahip bir eğitim sistemi kuruluyor.
Arapça, fıkıh ve kuran derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir. Bu düzenleme uygulamaya konmamalıdır. Bu konuda doğru bir düzenleme yapılacaksa bilimsel veriler ışığında toplumun gerçek ihtiyaçları doğrultusunda hareket edilmelidir. Çocuklarımızın Başbakanın dindar nesil yetiştireceğiz sevdasına kurban edilmesine izin vermemeliyiz.
Eğitim bir ülkenin bir toplumun geleceğini belirler. Eğitim gündelik siyasi tartışmalar içinde heba edilecek bir alan değildir. Tüm toplumu ilgilendiren eğitimle ilgili böylesine önemli bir konuya yönelik politikalar belirlenirken, bilimsel veriler ve somut ihtiyaçlar üzerinden belirlemeler yapılması gerekmektedir. Daha çağdaş, daha demokratik, insan odaklı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır. Bunun için tüm tarafların sürece katılması ve mutabakata varılması gereklidir
EĞİTİM ?SEN Çağdaş demokratik bilimsel nitelikli bir eğitim için eğitim emekçilerini, çocuklarının geleceğinden endişe eden herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz. İktidarın uygulamak istediği 4+4+4 yasa taslağının özü sömürülen, ezilen, ama yinede şükreden bir toplum yaratmaktır. Öğrencilerimizin iktidar partisinin siyasal hedeflerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. Dindar ve Kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceği ile ilgili oynamasına izin vermeyeceğiz.?
Öğretmenlere SES, BES, İnşaat Mühendisleri Odası temsilcilikleri ile CHP ve Anamur Kültür Derneği de destek verdi.egitim-sen004egitim-sen0022egitim-sen0012egitim-sen0031egitim-sen005egitim-sen006

Yorum (1)

Konular:

Eğitim Sen?den kaynaşma ve dayanışma yemeği

Tarih: 18 Mart 2012 Yazan: editor

Eğitim Sen Anamur İlçe Temsilciliği dayanışma ve kaynaşma yemeği düzenledi.
İlçe Temsilcisi Mustafa Bakır, Ünlüselek Otel?de düzenlenen yemekte yaptığı konuşmada, sendikanın üyelerden aldığı güçle emeğin ve demokrasinin sesi olmayı sürdürdüğünü belirterek, ?Sendikamız, eşitlik, özgürlük, barış talebini ısrarla savunmaktadır. Savunduğu bu onurlu değerlerle örgütlü, bilinçli sınıfsal mücadelesini sürdürecektir? dedi.
Emekçi olmanın sömürüye, baskıya karşı direnmeyi gerektirdiğini ifade eden Bakır, ?Güce boyun eğmeyi, köle gibi yaşamayı kabul etmiyoruz. İktidarın icazetine sığınarak değil direnerek kazanacağız. Mücadele devrimci bir içerikte örgütlü olarak sürdürülürse sonuç alınır? diye konuştu.
Eğitim Sen olarak demokratik talebelerini de sıralayan Bakır, şunları söyledi:
?Herkese eşit parasız eğitim sağlık hakkı sağlanmasıdır. Grev ve toplu sözleşme hakkı içeren özgürlükçü bir sendika yasası istiyoruz. Çalışanların gelecek kaygısı yaşamadığı güvenli bir iş yaşam istiyoruz. Bunlar da Çağdaş bir ülkede tüm insanlığın gerekleridir.?
Emek örgütlerinin parçalı duruş sergiliyor olmalarının, AKP?nin işini kolaylaştırdığını vurgulayan Bakır, ?Yapılan bu saldırılar karşısında birlikte hareket etmekten başka çıkar yol yoktur. Gücümüzü, Örgütlülüğümüzü kaybedersek, özgürlüğümüzü de kaybederiz. Hak aramak, özgür düşünce suç sayılıyor. Bu sistemde hiç birimizin gelecek güvencesi yok? diye konuştu.
Korkmadan mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Bakır, ?Korkmayacağız. Çünkü korkakların tarihi olmaz. Emeği ve alın teri ile yaşamı var eden bizler özgürlükten, barıştan, eşitlikten ve adaletten yana bir ülkeyi mutlaka kuracağız. Eğitim Sen, her koşulda bu mücadelesini eğilmeyen bir dirençle sizlerle birlikte sürdürecektir? dedi.
Yemekte, emekli olan öğretmenlere de plaket verildi. Anamur Lisesi?nden emekli olan Edebiyat Öğretmeni Fatma Ayfer Öztok?a plaketini  Eğitim Sen Mersin Hukuk Sekreteri Ahmet Karakuş verdi. Öztok, yaptığı kısa konuşmada, ?Neden Eğitim Sen?de olduğumu soruyorsanız: İsyanımı haykırmak iyi geliyor? dedi.
Vakıfbank Atatürk ilköğretim Okulu Müdürlüğünden emekli olan Osman Ünlü?ye de plaketini Tüm Bel Sen. Mersin Şube Başkanı Recep Kara verdi. Ünlü da yaptığı konuşmada mücadeleye devam edeceğini söyledi.
Yemek müzikli eğlence ile devam etti. 
rk42lkx002rk42lkx003rk42lkx004rk42lkx005rk42lkx006rk42lkx007rk42lkx008rk42lkx009rk42lkx010

egitim-sen003

egitim-sen0011egitim-sen0021

Yorum (2)

Konular:

Eğitim Sen’den 4+4+4′e sert tepki

Tarih: 16 Mart 2012 Yazan: editor3

Eğitim-Sen Anamur Temsilcisi Mustafa Bakır, 4+4+4 eğitim sistemi yasa tasarına sert tepki göstererek, tasarı TBMM Genel Kurulu?na gelirse meydanlara döküleceklerini söyledi.
Bakır, sendika binasında düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
?Başbakanın dindar nesil yetiştirmek istiyoruz söyleminden hemen sonra gündeme gelen zorunlu eğitim, kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılmak istenmektedir. Bununla ile ilgili teklif,11.03.2012. Pazar günü AKP gurubunun komisyon çalışmalarını engellemeye yönelik yapmış olduğu baskı ve şiddete varan fiili mücadelesi sonucu yarım saat içinde komisyonda bir oldubitti ile kabul edilmiştir.
Bu teklife karşı yürüttüğümüz mücadeleyi tüm muhalif kesimlerin desteği ile sürdüreceğiz. Bu gün tüm illerde sevk alarak hizmet üretmiyoruz. Kitlesel basın açıklamaları yapılacak. Yasa TBMM Genel Kuruluna geldiğinde Türkiye genelinde grev yapılacak. Ankara da kitlesel merkezi eylem yapılacaktır.
Değerli arkadaşlar eğitim ciddi bir iştir. Eğitim sistemi muhataplarına sorulmadan, biz yaptık oldu mantığı ile topluma dayatılamaz. Eğitim ülkenin geleceği ile ilgilidir. İktidarın yasa yapma tekniğinin kendi ideolojisine uygun yasa yapmak olduğunu göstermektedir. Toplumu devleti kendi düşünceleri doğrultusunda dönüştürme amacı ile eğitimi araç olarak kullanmak istiyorlar. Bunu da eğitimi ticarileştirerek, özelleştirerek, toplumu muhafazakârlaştırarak yapıyorlar.
Bunun temellerini iktidara geldikleri günden buyana oluşturmaya çalışıyorlar. Parasız eğitim isteyen öğrencilere uyguladıkları şiddet, bilimsel nitelikli eğitimin yerine piyasacı eğitimi dayatıyorlar. Bu uygulamaları ile eğitim kurumlarını ticarethaneye dönüştürecekler.
Bu yasa mecliste kabul edilirse, çocuk emeği sömürüsü yaygınlaşacaktır. Zorunlu eğitimin esnekleştirilmesi ile okullarda piyasaya ucuz işgücü yetiştirilmesi hedeflenmektedir. Acık olarak ifade etmeseler de imam hatip okullarına yönlendirme yapılmak istenmektedir. İktidarın bilimsel eğitim yerine dini eğitim önceliğidir.
Arapça, fıkıh ve Kur an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir. Bu düzenleme geri çekilmelidir. Bu konuda doğru bir düzenleme yapılacaksa bilimsel veriler ışığında eğitim sisteminin ve toplumun gerçek ihtiyaçları doğrultusunda hareket edilmelidir. Çocuklarımızın Başbakanın dindar nesil yetiştireceğiz sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz.
Değerli arkadaşlar biz iyi biliyoruz ki iktidarın eğitimli kültürlü bir toplum yetiştirmek gibi bir derdi yok. Onlar biat eden yönetebilecekleri bir toplum hedefliyorlar. Onu da iyilikle olmazsa sopa ile yapmayı düşünüyorlar.
Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, amaçlarına ulaşamayacaklardır. Düzenleme geri çekilmediği ve mevcut haliyle meclis gündemine geldiği takdirde, hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanarak tüm Türkiye?yi eylem alanına çevireceğiz.
EĞİTİM ?SEN, Eğitim emekçilerini, çocuklarının geleceğinden endişe eden herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Öğrencilerimizin iktidar partisinin siyasal hedeflerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Eğitim hakkından herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması için eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. Dindar ve Kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlerin çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceği ile ilgili oynamasına izin vermeyelim.?rk42lkk001

rk42lkk002

Yorum (0)

Anket

Mersin - Antalya yolu tamamlandığında Anamur'a ne gibi faydaları olur?

  • Turizm yatırımları artar, turizm gelişir (45.0%, 513 Oy)
  • Göç alır, fayda değil zarar getirir (33.0%, 375 Oy)
  • Anamur'un il olmasına katkı sağlayabilir (12.0%, 134 Oy)
  • Tarım ürünleri kolay pazarlanır (10.0%, 116 Oy)

Toplam Oy: 1,139

Loading ... Loading ...

HAVA DURUMU

ANAMUR

İLETİŞİM SAYFALARI

Son Yorumlar

  • Şeref Koz: Buradan geçerken hep strese kalıyorum. Bu kadar uzun süre kalması...
  • abdulllah aydın: Sağlam bir ATATÜRK cü olduğuna ,nandığım Sayın Başkan:...
  • abdulllah aydın: Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Diyorki:”Cahal et...
  • abdulllah aydın: Yeni seçilen başkan ve üyelere başarılar dilerim.İhrac...
  • Gökçin Yalçın: Başarılar diliyorum.
  • hüseyin kocoglu: meraba arkadaslar kuzu göbegi alıyoruz ve toplatıyoruz...
  • Şeref Koz: Yaşlıya, hastaya, düşküne sağlıklı bakabilmek için oğlu, kızı...
  • Şeref Koz: Görülüyor ki insanlar sorunlara karşı duyarlı. Katılım çok iyi....
  • anamurlu: Masaya konulan ve çözüm bekleyen ana sorun halkın sağlıkla ilgili...
  • Şeref Koz: Elektrikler kesildiğinde telefon çıkmamaları çok kötü. İşletmeler...