CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, şeker fabrikalarının özelleştirme kararına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Şeker-iş Sendikasının özelleştirme kapsamındaki Bor Şeker Fabrikasının önünde düzenlediği basın açıklamasına CHP Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Hilmi Yarayıcı, Parti Meclisi üyeleri Fatma Güner ve Bülent Ecevit Tatlıdil, CHP Niğde İl Başkanı Erhan Adem ve Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı ile birlikte katılan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, “Özelleştirilmeyle birlikte, sofralarımız GDO’lu şeker istilasına uğrayacak” uyarısında bulundu.

Aktay, CHP Mersin örgütünden kalabalık bir grubun da destek verdiği basın açıklamasında şunları söyledi:
” Günümüzde savaşlar yalnızca tankla tüfekle yapılmıyor. Stratejik gıda ürünleri aracılığıyla yürütülen çok büyük savaşlar da yaşanıyor.
Şeker, bu stratejik gıda ürünlerinin başında geliyor. Bu nedenle, dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri şekerde korumacılık politikası uyguluyorlar. Üreticiyi, yerli üretimi destekliyorlar.

Pancar şekeri fabrikalarını özelleştiren ülkeler, yanlışlarını anladı. Fabrikaları üreticilerin yönetmesi için, yeni modeller üstünde çalışıyorlar.
Çok uluslu tekellerle milli ekonomiler arasındaki savaşta, AKP hükümetinin nerede, kimin yanında durduğunu görmek istiyorsanız, şeker politikasına bakmanız yeterli.

Şeker gibi stratejik bir ürünü, kendi hükümetinin eliyle, uluslararası tekellere, rantçılara teslim eden bir ülkenin, düşmana ihtiyacı yok. Böyle bir ülkenin ayakta durması mucize.

Kendi hükümetinin eliyle, kendi vatandaşının sağlığını bile bile tehlikeye atan bir ülkenin, düşmana ihtiyacı yok.

Şeker fabrikalarının özelleştirmesiyle birlikte, sofralarımız daha fazla GDO’lu şeker istilasına uğrayacak. Pancar şekeri üreten fabrikalar özelleştirildikçe, bilin ki sağlıklı şekerin yerini zehirli şekerler alıyor.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, GDO’lu mısıra dayanan Nişasta Bazlı Şeker kullanımı yasaktır. Yasaklamayanlar da kotalarını düşürüyor. Bizde ise Nişasta Bazlı Şeker kotası, her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla arttırılıyor. Şaibeli uluslararası gıda tekeli Cargill’e verilen ekstra kotadan dolayı, ülke ekonomisi 14 yılda tam 5 milyar dolar zarar gördü. Çiftçinin 400 bin hektar alanda pancar tarımı yapması engellendi.

Bu tablonun anlamı net: AKP hükümeti, Cargill ne kadar yerliyse o kadar yerli, Cargill ne kadar milliyse o kadar millidir!

Dünya, Nişasta Bazlı Şeker’in sağlığa zararlarını biliyor, önlem alıyor. Bizim iktidar ise kendi ülkesinde satış yapamayan tekelleri Türkiye’ye buyur ediyor.
Bu şeker fabrikaları da özelleştirilirse, artık bayramlarda çocuklara şeker değil, zehir ikram etmek zorunda kalacağız. Artık eşe dosta “Çayına kaç şeker istersin” diye sormaya çekineceğiz.

Bu yüzden, şeker fabrikalarının sorunu sadece Bor’daki, Afyon’daki, Ilgın’daki işçinin, çiftçinin sorunu değildir. Çocuğunun sağlığını düşünen her anne babanın, ülkesinin bağımsızlığını isteyen her vatandaşın sorunudur.

Bu bir parti meselesi değil, bir milli meseledir. Çocuklarımızın sağlığı, ülkemizin bağımsızlığı için, hepimiz sonuna kadar direnmeliyiz.

AKP iktidarı, tarafını seçmek ve bu ülkeye dost mu düşman mı olduğuna karar vermek zorundadır. Dost isen; milli varlıklarımızı satamazsın, şekerimize zehir katamazsın. Onu, düşmanlar yapıyor.

Yerli ve milli olmanın kriteri işte bu kadar nettir: Milli varlıklarımızı satamazsın, şekerimize zehir katamazsın.”

CHP Mersin İl Örgütü Atatürk’e hakaret eden sözde tarihçiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, soysuzların, ahlaksızların, arsızların ve soytarıların istediği gibi Atatürk’e hakaret edememesi gerektiğini belirterek, “Atatürk’e ve bu ülkenin kurucularına yapılan hakarete sessiz kalınması kabul edilemez” dedi.

Özyiğit, Mersin Adliyesi önünde yaptığı açıklamada; “Bir Türk vatandaşı olarak bizlere bu ülkeyi emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına sahip çıkmak için buradayız. Biz biliyoruz ki hiç kimse Atatürk’ün sevgisini saygısını bu ülke insanından azaltamaz ve yok edemez. Ama buna rağmen bu arsız ve soysuzların istediğini söyleyebilmesinin önünde durmalıyız. Bu soysuzlar, ahlaksızlar, arsızlar ve soytarılar istediği gibi bu ülkenin kurucu liderlerine hakaret edememelidir” dedi.

HAKARETE SESSİZ KALINMASI KABUL EDİLEMEZ

İlgili kurumların hakarete sessiz kalmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Özyiğit, şöyle devam etti:

“Bu ülkenin savcıları en küçük bir olayda bir hamleyle halka kin ve nefret söylemi dolayısıyla insanları gözaltına alabiliyorsa, bir çocuk bildiri dağıttı diye 8 aydır hapisteyse, Türkiye Cumhuriyeti devleti 3 gündür Atatürk’e hakaret eden bu şahısları nasıl yakalayamıyor. Bugün itibariyle Türkiye’de 159 gazeteci hapishanelerdedir. Dünyada toplam tutuklu gazeteci sayısı 259 iken bu rakam sadece Türkiye’de 159′dur. Böyle bir ortamda Atatürk’e ve bu ülkenin kurucularına yapılan hakarete sessiz kalınması kabul edilemez. Devletin en tepesinde Atatürk’ün koltuğunda oturan kişiden bu konuyla ilgili hiçbir açıklama gelmemiştir.”

REKLAM VERENLERE TAVIR GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ

Televizyon kanalını reklamları ile destekleyen şirketlere karşı da tavır almaya çağıran Özyiğit, “Bu ülkede Atatürk’e ve kurucu liderlere bu hakaretleri yapanlar tarihin çöplüklerine ve kanalizasyonlarına süpürülürler. Ama bu ülkenin Atatürk başta olmak üzere kurucu liderler bizden sonraki nesillerde de saygınlıklarını korumaya devam edecektir. Darbe girişimi ve OHAL’den güç alan bu saldırıların artık son bulmaları lazım. Devletin güçleri bu şahıslara destek vermemeleri gerekiyor. Çok iyi biliyoruz ki bu insanlar Kredi Yurtlar Kurumu’na gidip öğrencilere tarihçi sıfatıyla dersler verebiliyor. Bunlara daha ne kadar destek verilmeye devam edilecek. Bu televizyon kanalarına reklam veren şirketlerle ilgili tüketimden gelen gücümüzü kullanarak, bir tavır göstermek zorundayız” dedi.

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, kentin ranta kurban edilmesine karşı güç birliği yapılması gerektiğini söyledi.

Özyiğit, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada, amaçlarının kent dinamiklerini bir araya getirerek, sorunlara çözüm üretmek olduğunu söyledi.

Mersin’in son günlerde buhranlı günler yaşadığını ifade eden Özyiğit, bir tarafta nükleer santral, diğer tarafta çevre düzeni planının tartışıldığına işaret ederek, şunları söyledi:

“Kentin isteğinin dışında; Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapılıyor ve dayatılıyor. Balık çiftliklerinin, termik santrallerinin kente yapılacak olmasının oluşturulduğu bir kaygı var. ‘dünya kenti Mersin’ imajı hala oturtulamadı. Elimizde bir Mersin İdmanyurdu var. Ama maalesef Mersin İdmanyurdu, çok da bizi mutlu eden bir noktada değil. Yeni oluşan yönetimin Mersin İdmanyurdu’nu doğru yöneterek, kentin tarihine yakışır bir yere taşımasını umut ediyorum.”

Oda başkanlarının toplantıların daha sık yapılması önerisini dikkat alacaklarını ifade eden Özyiğit, iktidarların taraflı davranması nedeniyle ekonomide yaşananlara da dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Paşabahçe’nin bu kentten gitmesinde; hammadde tedarikinde rakip firmadan ürününü satın almaya kadar gidecek bir noktaya gelinmesi önemli bir etken oldu. Siyasi gücü olanın daha öne çıkabildiğini gördük. Temel yatırımlara odaklanalım. Bu kent bizim. Bu kenti geliştirme noktasında; kentle oynamak isteyenin yakasından tutalım. Sanayi sitesi yapımı birilerinin rantına kurban edilecekse buna hep birlikte karşı duralım. Biz 1/100 binlik plana karşı çıkarken, Akkuyu’nun olduğu alanın orman olarak işaretlenmesini istedik. Kent bunu istiyor. Burada kim kime rol yapıyor? Ranta bir şeyler kurban ediliyorsa bu gücü kuvvetlendirmeliyiz.”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut ise, Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhuriyetin değerlerini koruyan bir yapı olduğunu ifade etti.

“Mersin’in bir kimliği yok” eleştirilerini haksız bulan Aşut, “Hangi kimliği arıyoruz biz?” sorusunu sordu. Mersin’in potansiyeli, bugüne kadar hazırlanan projeler ve alınan yollar hakkında bilgi veren Aşut, “Şehir rantla büyür. Ancak rantın bazı zümrelere dağıtılması herkesi rahatsız eder. Her kurum kendine çeki düzen vermeli. Sorunu ortaya koyuyoruz. Çözüm de üretmeliyiz” dedi.

Odaların siyasi parti gözetmeksizin her kesime eşit mesafede yaklaşarak güçlü bir lobi oluşturulmasının öneminin vurgulandığı toplantıda; oda temsilcileri de söz alarak düşüncelerini paylaştı. Güney Eczacılar Kooperatifi Başkanı Tarkan Bir, Mersin için alınacak çok mesafe olduğunu söyledi.

Esnafın sıkıntılı olduğunu dile getiren Minibüsçüler Odası Başkanı Aziz Biricik de Büyükşehir Belediyesi ile yaşadıkları sorunları anlattı.

Mersin’in sanayiye ihtiyacının olduğunu vurgulayan Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Sabit Yelkovan ise, kenti yönetenlerin sivil toplum örgütlerinin fikirlerinin alınması gerektiğini vurguladı.

Mersin Fırıncılar Odası Başkanı Ahmet Aslan da en büyük sıkıntılarının denetim eksiği olduğunu anlattı. Belediyenin ekmek fabrikasını da eleştiren Aslan, belediyenin kamu imkânlarını kullanarak haksız rekabete yol açtığına dikkat çekti.

Mersin Veteriner Hekimler Odası Başkanı Bektaş Şenay, Mersin için bir arada olduklarını belirterek, sivil toplum örgütlerinin daha sık bir araya gelmesini önerdi.

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapılağı bölgeyi boş bırakarak kararı hükümete bırakan 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı’nın Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy çokluğu ile kabul edilmesine tepki gösterdi.

Planın CHP’lilerin ret oyuna rağmen MHP ve AK Partililerin kabul oylarıyla kabul edildiğini hatırlatan Özyiğit, şunları söyledi:

“10 Ekim 2016 tarihi Mersin ve Türkiye’nin kara günüdür.

Bugün, geleceğimizin bilinmeyene gittiği gündür.

Bugün, beklenti ve çıkarların insanlık değerlerinin yok sayıldığı gündür.

Bugün, siyasetin, ahlaki değerlerin, kişilerin vicdani ve düşünsel olarak yüzleştiği gündür.

Ve bugün değerli arkadaşlarım AKP iktidarı Mersin’de MHP ile birlikte halkın %85 karşı duruş iradesini, yaşam ve üretim alanlarını, doğanın bütünsel yapısını, turizm bölgelerini, çocuklarımızın ve çevrenin geleceğini “zorla ipotek altına aldığı gündür.”

Ve bugün değerli arkadaşlarım;

Kendi çıkarlarını kentin çıkarlarının önüne koyanlar, siyasi ikbal peşinde olanlar, sözüm ona “kentin geleceği için karar alıyoruz” diyenler, 1/100.000’lik çevre düzeni planına Akkuyu Nükleer Santraline el kaldırıp bu konuda destek olanlar ve karar alanlar, kentin geleceğini telafisi olmayan sürecin içerisine sokmuşlardır. Tarih bu kararı alanlara ciddi bir sorumluluk yüklemiştir. Bu kentin yaşam alanlarına ve kentin geleceğine darbe vurmuşlardır.

Cumhuriyet Halk Partisi, Büyükşehir Meclis Grubu olarak, siyasetin insan için ve ona hizmet etmek amacıyla yapılması gerektiği bilinciyle hareket etmiş, kentte nükleer karşıtı yapının ve Mersinlilerin talep ve istekleri noktasında durmuştur.

Akkuyu Nükleer Santrali, fay hattı üzerinde kurulmak istenilmektedir. Santrali yapan şirket Çernobil felaketinin sorumlusu Ros Atom Şirketidir. Yakıtta Rusya’ya bağımlı olacak, bizim az olan uranyumumuz kullanılmayacak, doğalgaz bağımlılığı yerine uranyum bağımlılığı artacaktır.

Atıklar 100 yıllarca deprem bölgesi olan Akkuyu, su depolarında hasar görmeden korunmak zorunda kalacak Rusya atıkları ülkesine götürmeyecektir.

Türkiye nükleer santrali olmadığı halde 3. Seviyede nükleer kaza yaşayan bir ülkedir.

Çukurova bölgesi Türkiye’de üretilen turunçgilin %70 ini karşılamaktadır.

Aynı şekilde üretilin yaş sebze ve meyvelerin tamamı nükleer santralle beraber ihraç edilemeyecektir. Bu da kentin ve ülkenin ekonomisine ve sağlığına ciddi zarar verecektir.

Türkiye’nin elektrik fazlası olduğu gibi %15 kayıp kaçak oranı vardır. Akkuyu Nükleer Santrali %7 lik bir enerji katkısı sağlayacaktır.

Sonuç olarak;

Akkuyu Nükleer Santralinin 10 Ekim 2016 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinde AKP ve MHP nin oy çokluğuyla geçmiş olması tarihi bir yanılgı, kentin geleceği açısından vahim bir durumdur.

Mersin, Akkuyu Nükleer Santraline HAYIR diyor.

Mersinin dinamikleri Akkuyu Nükleer Santraline HAYIR diyor.

STK lar, Sendikalar, Meslek Odaları ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler Akkuyu Nükleer Santraline HAYIR diyoruz. Bütün bu karşı duruşlara rağmen ve tüm dünya nükleer santrallerini kapatıp yenilenebilir enerjiye geçerken Mersin Büyükşehir Meclisinin bu kararı tarihi bir hatadır.

Olmadı Sayın Kocamaz, olmadı. Evet diyen Büyükşehir Meclis Üyeleri, % 86 sı Hayır diyen Mersinin bu kararına karşı koyamadınız. Popülist siyasetiniz kentin gerçekliği ile örtüşmedi.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Türkiye’nin geçmişte yaşamış olduğu kavgaları tekrar etmeden, üretimden, fırsat eşitliğinden, ortaklaşa gelecek idealinden, milletin ve toplumun birlik bütünlük içinde yaşayacağı, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işleyeceği, hukukun üstünlüğüne, laik, çağdaş bir eğitimin olacağı, Atatürk ve Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak, birlik bütünlük ve barış içinde yeniden Türkiye’nin inşası için varız, var olmaya devam edeceğiz.

Bu konu ile ilgili hukuki süreç devam edecektir. Akkuyu Nükleer Santralinin bu ülkede gerekliliğinin olmayacağının her süreçte alternatif enerji politikalarımızla anlatmaya devam edeceğiz.

ONURUN, VİCDANIN, ESENLİĞİN, DİRLİĞİN VE BARIŞIN DÜZENİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ İKTİDARINDA GERÇEKLEŞECEKTİR.

Akkuyu Nükleer Santrali sürecinde yer alan, katkı veren, destek olan, her türlü çaba ve uğraşın içerisinde bulunan dernek, kuruluş, birey ve siyasi oluşumlara ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi Büyükşehir Meclis Grubuna, İlçe Örgütlerime, kadın, gençlik kollarına, milletvekillerine, imza veren ve karşı duruş gösteren vatandaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyor, bu birliğimizin sürekliliği için dayanışma duygumuzu en üst seviyeye çıkartarak mücadelemize devam edeceğiz.”

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Suriyelilere vatandaşlık konusunda referandum yapılmasını önerdi.

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi önerisine karşı çıkarak, referandum yapılmasını önerdi.

Suriyelilerin vatandaşlığa alınması konusuna sert tepki gösteren Özyiğit, “Suriyelilerin vatandaş yapılmasına Cumhurbaşkanı karar veremez. Çok güveniyorsa kendine, referanduma götürsün. Millete soralım, hodri meydan diyoruz” diye konuştu.

Suriyelilerin, politika malzemesi haline getirildiğini ifade eden Özyiğit, şunları söyledi:

“Bu kişiler mülteci pozisyonunda. Suriye’de yaşanan savaşın bir an evvel bitmesi ve herkesin ülkesine dönmesi kanaatindeyiz. Türkiye zaten kendi işsizine iş bulamazken, Suriyelilere iş alanlarının açılması Suriyeli ve Türk çatışmasına neden olacaktır. CHP olarak hükümetin bu politikalarını yanlış buluyoruz ve bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz. Suriyelilere vatandaşlık verilme düşüncesi sadece oy içindir. Başkanlık için son yapılan anketlerde sonuç yüzde 40’lara kadar inmiş durumda. Referandumda bile başkanlığı kazanamayacak. Suriyelilerin, Türk vatandaşı olması halinde yüzde 5’lik bir oy potansiyeli var. Yeni bir seçim olursa AKP tek başına iktidar olamıyor. Bunun içinde oy desteğini Suriyelilerden alacaklar.”

Suriyelilere Türk vatandaşlarına verilmeyen bir çok imkan sunulduğunun altını çizen Özyiğit açıklamasına şöyle devam etti:

“Suriyelilere her türlü imkanlar verildi. Bu imkanların çoğu gerçek vatandaşlarımıza verilmiyor. Yapılması gereken en doğru şey Suriye’de istikrarın sağlanarak Suriyelilerin ülkelerine dönmesini temin etmektir. Bunun için en kısa zamanda savaşı sona erdirmek gerekmektedir. Böylece ülkemizde hem perişan durumda bulunan, hem de asayiş ve terörün temel kaynağı olan Suriyelilerin ülkelerine döndürülmeleri sağlanabilir. Ülkesini seven, çocuklarının geleceğini düşünen herkesin karşı durması üzerimize düşen en büyük sorumluluktur.”

Düzenlemenin çıkarılması konusunda ısrarlı olunması durumunda referanduma gidilmesi yönünde AK Parti’ye çağrı yapan Özyiğit “Hodri meydan” diyerek açıklamasını tamamladı.

CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Başbakan Ahmet Davutoğlu?nun Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın zorlaması ile Genel Başkanlık?tan el çektirildiğini öne sürerek, ?Cumhurbaşkanı darbe yapıyor? dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu?nun 22 Mayıs?ta gerçekleştirilecek olan AK Parti Olağanüstü Genel Kurulu?nda aday olmayacağını açıklamasının üzerine bir açıklama yapan CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın Başbakan Davutoğlu?nu istifaya zorladığını öne sürerek, şunları söyledi:

?Bu demokrasiye vurulan bir darbedir. Cumhurbaşkanı apaçık darbe yapmaktadır. Sayın Davutoğlu bu ülkenin Başbakanıdır. Ancak görüyoruz ki Sayın Davutoğlu, bu büyük sorumluluğu taşıyamamıştır. Aldığı 20 milyonun üzerindeki oyu terk edip, onlara sırtını dönüp, bir kişinin baskısına boyun eğmiş ve koltuğunu terk etmiştir. Öte yandan Cumhurbaşkanı, Anayasal sınırlarını bir kere daha aşarak, anayasayı ihlal ederek, bir siyasi partiyi dizayn etmiştir. Cumhurbaşkanını yeminine sadık kalmaya bir kez daha davet ediyoruz. Yaşanan süreç bize göstermiştir ki, ülkenin doğru ve çağdaş bir şekilde yönetilmesi için CHP iktidarına ihtiyacı vardır.?

Ak Parti?nin son yıllarda darbe karşıtlığını dilinden düşürmediğini ifade eden Özyiğit, ?AKP’liler darbe karşıtı değiller mi? Her fırsatta bunu iddia etmiyorlar mıydı? Şimdi ne oluyor da Cumhurbaşkanı?nın bu eylemine karşı susuyorlar? Cumhurbaşkanı Hükümet’e darbe yaparak Başbakanı değiştiriyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Madem darbe karşıtısınız, neden suç duyurusunda bulunmuyorsunuz, neden sesinizi çıkartmıyorsunuz? diye konuştu.

CHP?nin aday adaylarını eğiteceği programın 7 Haziran?da başlayacağı bildirildi.CHP Anamur İlçe Başkanlığı?ndan yapılan yazılı açıklamada, Mart 2014 ? te yapılacak olan yerel yönetim seçimlerinde belediye başkanı ve meclis üyeliği için aday adayı olarak başvuracak üyeler ile muhtar adaylarının eğitiilmesi amacıyla genel merkez tarafından eğitim programı planlandığı belirtildi.Eğitim programının bütün şehir ve büyükşehir kapsamında olan 30 il ile diğer 51 il için ayrı içerik ve sürede planlandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:?Eğitim programlarına CHP web sayfamızdan (http://www.chp.org.tr/) 21 Mayıs 2013 tarihinden itibaren başvurulacaktır. MYK tarafından belirlenen rakamlara göre, erkek aday adayları 500 TL, kadın, genç, engelli aday adayları ve muhtarlık seçimlerine katılacaklar da 250 TL CHP genel merkezi hesabına yatıracaklardır. Büyükşehir kapsamında olan ilimizde 7 Haziran?dan itibaren 2 gün olmak üzere eğitim verilecektir. Bu amaçla müracaat edecek olan aday adaylarının vatandaşlık no su ile başvurması gerekmektedir. Başvuru alıntısından sonra müracaatlarını internet üzerinden yapabileceklerdir. Her katılımcı aday adayı olacağı ilde eğitime katılacaktır. Başka bir ilde eğitime katılması mümkün değildir.?Açıklamada, detaylı bilgiye parti binasından ulaşılabileceği de kaydedildi.

CHP Mersin il Başkanlığı bir basın bildirisiyle CHP genel Başkanı Kılçdaroğlu?nun 2 Eylül Mersin programını kamuoyuna duyurdu.
Program şöyle;
Saat  09.00 Karaduvar Atıksu Tesisinin açılışı
Saat 10.00 Tarsus Mitingi Cumhuriyet Alanında yapılacaktır.
Saat 11.30 Erdemli Mitingi Adliye Sarayı yanında yapılacaktır.
Saat 13.00 da Silifke Mitingi Atatürk Anıtı Göksu Mahallesinde yapılacaktır.
Saat 16.00 da Mersin Mitingi TSG Stadyumu yanında yapılacaktır.
İl Başkanı Şanlı, Mersin?lileri referandum konusunda da uyardı.
Şanlı, ?Sevgili Mersin?liler?
TC numarası olan ve daha önce Mersin?de aynı adresinde ikamet eden bazı vatandaşlarımız devletine güvenmiş, askıya çıkan listeleri kontrol etmemiştir. Ancak kesinleşen listelerde adlarının yer almadığını seçmen kâğıtlarını almak üzere muhtarlıklara gittiklerinde öğrenmişlerdir. Halkımızdan oy kullanma haklarının ellerinden alındığı, bilgileri dışında listelerde değişiklik yapıldığı yönünde yoğun şikâyetler gelmektedir.
Vatandaşlarımıza sesleniyoruz. 12 Eylülde yapılacak olan referandumda oy kullanacağınız seçmen kağıtlarınızı Muhtarlıklardan mutlaka alınız. Ayrıca YSK? nın internet sitesinden T.C. numaranız ile seçmen bilgilerinizi kontrol edebilirsiniz.
Mersin Valimize ve Kaymakamlıklardaki Nüfus Müdürlüklerine soruyoruz?
Mersin?de ikamet eden ve TC numarası olup, kaç vatandaşımızın böyle hatalar ve eksiklikler nedeniyle seçme hakları ellerinden alınmıştır? dadi