www.haberanamur.net te yayınlanan haber ve fotoğraflar, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
MERÇED, bütün sivil toplum örgütlerini doğayı koruma mücadelesine çağırdı.
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇD) Başkanı Sabahat Aslan ve yönetim kurulu üyeleri basın toplantısı düzenledi.
Aslan, açıklamasında şunları kaydetti:
“Ülkemizde ve Dünya’da uygulanan yanlış politikalar tüm varlıklarımızı tüketme noktasına getirmiştir. Bugün dünya, büyük felaketlerin yaşanacağı küresel iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehdit artık krize dönüşmüştür. Dünyanın geri dönülemez sınırı olan 2 C’lik ısınmaya ramak kalmıştır. Bu ısınmanın sonucunda artık dünyanın her yerinde, aşırı yağışlar ve buzulların erimesi nedeniyle seller, kuraklıklar, orman yangınları, türlerin yokoluşu ve gıda krizleri yaşanmaya başlamıştır.
Son zamanlarda ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri küresel bir saldırı altındadır. Bu saldırının sonucunda şirketler çok kar ederken doğa katledilmekte ve çevremiz kirletilmektedir. Ülkemiz plastik ithalatı ve kullanımı nedeniyle dünyanın 10 büyük plastik çöplüğünden biri olduğu gibi, sanayileşme adı altında gelişmiş ülkelerin sanayi ve nükleer çöplüğü haline dönüşmektedir.
Altın madenciliği ile Kaz Dağları Murat Dağı, Cerattepe, Fatsa ve yeni maden sahası ilan edilen Munzur dağları ilerde yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu bölgelerde siyanür kullanımı yüzünden felaketler meydana gelecektir. Eskişehir yeni bir çevre katliamı ile karşı karşıyadır. Eskişehir’de 31 bin hektarlık bir alanda manyezit, nikel, demir madeni arama ve kırma alanı için ÇED olumlu kararı verilmiştir. Proje hayata geçerse 31 bin hektarlık alanda ardıç, sedir, karaçam ve meşe ağaçlarının içinde yer aldığı ormanlık alanda yüz binlerce ağaç katledilecektir. Orman katliamları ülkemizin her tarafında yapılmaktadır. Doğal kültürel ve tarihî varlıklara yönelik sistematik saldırılarından Salda Gölü de nasibini almak üzeredir.
Kentimizde yıllardır süre gelen Nükleer karşıtı itirazlarımız görmezden gelinerek ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin zemininde oluşan felaketin habercisi olan çatlaklar önlenmeden inşaat devam ettirilmektedir. Ayrıca kentimizde kurulumu planlanan balık çitlikleri ve Taşucu Tersanesi ile deniz ekosistemi ve uluslararası Ramsar sözleşmesi ile korunan Göksu Deltası büyük zarar görecektir. Kentimizde vahşi madencilik ile talan edilmektedir.Ülkemizin her tarafında devam eden ekolojik yıkımları durdurmak için verilen mücadeleler sürmektedir. Kaz Dağlarında verilen bu mücadele, ülkemizin varlıklarına yapılan tüm saldırılara karşı verilmektedir.
Gezegenimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünya artık alarm veriyor. Hep birlikte mücadele etmezsek, hep birlikte yok olacağız.
Ülkemizdeki bu talan zihniyeti hepimizi geleceksiz bırakacaktır. Toprağımızı, suyumuzu, havamızı ve yaşam hakkımızı korumak, doğamızı ranta kurban eden bu politikaların karşında mücadeleleri etkinleştirmek için, başta yerel yöneticiler olmak üzere meslek odalarını,STK’ ları ve halkı mücadele etmeye davet ediyoruz.”