www.haberanamur.net te yayınlanan haber ve fotoğraflar, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.

MHP Anamur İlçe Eski Başkanı Ahmet Türkay, görevinden ve partisinden istifa etme nedenlerini anlattığı geniş bir yazılı açıklama yaptı.
Türkay, açıklamasında şunları kaydetti:
?Sevgili Anamurlular, Değerli dava arkadaşlarım.
Bilindiği üzere 18 Aralık 2008 günü, o zamanki parti yönetimi, Ülkü Ocakları, Kadın kollarımız ve partimize yakın kurum ve kuruluşların tümünün ortak isteği üzerine parti başkanlığına atandım.
Cenab-ı Allah?a binlerce şükürler olsun ki, 29 Mart seçimlerinden az bir farkla da olsa 7 den 70?e bütün arkadaşlarımızın sayesinde Anamur Belediye Başkanlığı, Ören Belediye Başkanlığı ve 2 İl Genel Meclis Üyesi olmak üzere bir başarıya imza atıldı. Bu mücadele eğer benzetmek gerekirse bitmiş tükenmiş denen bir imparatorluktan nasıl genç bir Türk Cumhuriyeti  doğmuşsa o tarihler için Anamur?da ?Bitmiş, dağılmış bunların toplanması imkansız? denen bir MHP?den böyle bir başarı elde edilmiştir. Elbette ki bu başarı birlik beraberlik içinde tek yumruk durabilen Ülkücü Camia ve MHP?liler sayesinde kazanılmıştır.
Değerli dava arkadaşlarım.
Seçim sonrasında malumunuz olduğu üzere partimiz kongre sürecine girmiştir. Bu süreçte İlçe Başkanı olarak başta teşkilatım olmak üzere Ülkü Ocakları, Kadın kollarımız, Belediye Başkanlarımız, Belediye Meclis üyelerimiz, İl Genel Meclis Üyelerimiz ve partimize yakın ne kadar kurum ve kuruluş var ise hepsi ile ayrı ayrı toplantı düzenledim. Kendilerine partimizin bir kongre sürecine girdiğini bu aşamada şahsımın fiziken rahatsız olduğumu şimdiden bir çözüm yolu aranması gerektiğini beyan ettim. Yukarıda bahsetmiş olduğum bütün teşkilatlar eksiksiz olarak yüzde yüzü mutlaka bu dönemde benim aday olmam gerektiğini beyan ettiler. Bu olay Anamur?da eşine az rastlanan bir olaydır. Teşkilat mensubu arkadaşlarım iyi bilirler. Şu ana kadar MHP?de bütün kurum ve kuruluşların seçilmişleri ile beraber böyle bir birlikteliği ilk defa sağlamıştır. Böyle bir birliktelik üzerine malumunuz olduğu üzere parti binamızda düzenlediğim bir basın toplantısı ile adaylığımı açıkladım.
Adaylık açıklamamı yapmadan önce İlçe Başkanımız sayın Ramazan YALÇIN Bey?e de giderek kendisine aday olacağımı destek verip veremeyeceğini sordum. Kendisi ?belki bende aday olacağım, Senden oy isteyeceğim, delege listesi bir açıklansın? dedi. Bende hayırlı uğurlu olsun dedim ve ayrıldım.
Ancak bu aşamadan sonra sanki seçimden hemen sonra birlik beraberlik bozulmuş gibi, birlik beraberlik, tek liste mesajları gelmeye başladı. Bu bağlamda Ramazan Bey?in çağrısı üzerine yukarıda belirttiğim kurum ve kuruluşların katılımı ile bir toplantı düzenlendi. Yine birlik beraberlik ve tek liste çıkarılabilir mi? Katılımcılara zaten şahsımın o toplantıya gelen arkadaşlar tarafından rahatsızlığıma rağmen zorla aday edildiğimi, o görüşmemizden toplantı saatine kadar bende her hangi bir kırıklık veya bir ihanet gördülerse bunu ortaya koymaları gerektiğini o zaman kararımı gözden geçirebileceğimi beyan ettim. Asla uzlaşmaz bir tutum ve davranış içerisinde bulunmadım.
Daha sonra sayın Belediye Başkanımız tarafından sanki ben kendi başıma durup dururken adayım demişim gibi tekrar Ramazan Beyle beraber bir uzlaşma toplantısı yapılarak şahsıma hitaben ihtimalen diğer aday karşısında benim kongreyi kaybedebileceğim doğrultusunda sayın Başkan ve Ramazan Bey tarafından telkinler yapıldı. Ben de kendilerine benim sorumluluğumun listemi en güzel şekilde yapıp delegenin önüne koymam olacağını eğer kaybetme gibi bir ihtimal görüyor iseniz, o zaman herkes sorumluluğunu en güzel şekilde yerine getirmelidir. Kaybetmeyi ve kazanmayı iyi bildiğimi herkesin delegenin kararına saygılı olması gerektiğini beyan edip toplantıdan ayrıldım.
Sevgili dava arkadaşlarım.
Daha sonraki süreçte ihanet, iftira, akla hayale gelmeyen dedikodular, insan haysiyetine ve şerefine yakışmayan olaylar ve çirkeflikler, şimdi gerçek ülkü devlerine sormak isterim.
1-  Birlik ve beraberlik adı altında sağlanmış olan birlikteliğe çomak sokanlar mı sorumlu yoksa ben mi sorumluyum?
2-  Zorla aday edip aday ettikten sonra onurlu bir duruş sergileyemeyenler mi sorumlu ben mi sorumluyum?
3-  Cepheye giderken Türk?ün töresinde namlu karşıyı göstermesi gerekirken, namluyu yana çevirenler mi sorumlu ben mi sorumluyum?
4-  Yol arkadaşlığı söylemi altında, yol arkadaşını satanlar mı suçlu ben mi suçluyum?
5-  ?Biz Ahmet TÜRKAY?ı zorla ama tam bir birliktelikle aday ettik, bundan daha iyi bir birlik ve beraberlik olur mu? Sen ne yapıyorsun.? Diyemeyenler mi sorumlu ben mi sorumluyum?
6-  Daha sonra bir başka değerli arkadaşımızı adaylığa razı edip, adaylığa razı eden aynı kişiler tarafından uzlaşmaya zorlayanlar ve uzlaştıranlar mı suçlu ben mi?
7-  Birlik beraberliği sağlama noktasında ikide bir telefon mesajı ile Mustafa KANDIRALI ve Saz ekibi der gibi ekipçiliği öne çıkaranlar mı, yoksa tüm ülkücü camia benim ekibimdir diyenler mi sorumlu?
8-  Ahde vefayı bilmeyenler mi, idrak edemeyenler mi, bilmeyeni uyaramayanlar mı sorumlu, yoksa ben mi sorumluyum?
Hasılı değerli dava arkadaşlarım. Bu soruları çoğaltabiliriz. Ben Ahmet TÜRKAY olarak böyle bir fitnenin, fesadın, dedikodunun, iftiraların, ihanetlerin içinde bulunamazdım bulunmadım.
Partiden istifama gelince benim sadece ilçe başkanlığından istifam ve adaylıktan çekilmem diğer adayların birisinin lehine çekilmem imajı doğurabilirdi. Böyle bir imaj vermek istemedim. Ahmet TÜRKAY olarak kişiliğimi bu partiden almış, kişiliğimi bu partiye vermiş birisiyim. Bu parti ile hamur olmuşum. İstifamla sadece yasal bağımı kopardım. Anamur da son seçimde 15 000 civarında oy aldık. Bu oyun sadece yüzde onu yani 1500 kadarı partiye kayıtlı. Ben sadece bu yüzde ondan ayrılıp yüzde doksanın içine girdim. Ne ilçe başkanlığım süresi içinde, ne de adaylığım ve istifam sürecinde kimseden ne emir aldım ne de telkinde bulundular. Benim yapım emir almaya değil, istişare etmeye elverişlidir. ?Kimseden akıl almıyoruz, akıl heyetimizden emir alıyoruz? diyenler önce bu akıl heyetini açıklasın.
Birliğimize zarar gelmesin, partimizi küçültmeyelim Anamur da küçülmüş bir MHP?nin ilçe başkanı olmaktansa, olmamayı tercih ederim anlayışı ile asla delege oyunu yapmadım. Mümkün olduğunca tabana yayılmış, objektif bir delege listesi hazırlamaya çalıştım. İhtiyaçlı bir şahsın, hırsızlık yapması mübahmış gibi ?Neden asker delege yazmadın? eleştirilerine rağmen. Çünkü MHP benim için sıradan bir parti değil uğruna 4500 şehit verilmiş yüce bir davanın partisidir. Bu partide ayak oyunu yapanlar her şeyden önce o şehitlere hesabını veremezler.
Seçim öncesi partimizin üstüne adeta bomba atılmış, dağılması için planlı programlı linç girişimleri başlatılmıştı. Yanlış yapmamak için kılı kırk yardık. Duygularımızı by pas ettik. Mantık çizgisinden asla sapmadık. Teşkilat, camia ve halkın benimseyebileceği kalifiye bir ekip kurduk. Tesadüfe yer vermedik ve başardık. Bunu ?adama göre iş değil, işe göre adam? diye koyduğumuz prensipten taviz vermemeye borçluyuz. Belediye Başkanlarımız içi boş projeler ile yola çıkmadı. İşlerinin ehli olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Aktif politikadan istifa etmiş eski bir ilçe başkanı olarak şunu belirtmek zorundayım: MHP marjinal bir parti değildir. MHP Milliyetçilik dozajları yüksek olsa da halkımızın genel yapısını yansıtır. Liberalliğin en uç noktasından ? muhafazakarlığın en uç noktasına, katılıktan ? ılımlılığa, statükoculuktan ? değişimciliğe kadar her türlü anlayış tarzını benimsemiş arkadaşlarımız olabilir. Bu da gayet tabi bir olaydır. Hiç kimse kendi anlayışını dayatmamalıdır. Her şeyden önce demokratlıkta insan sevgisinde vatan sevgisinde birleşmektir.
İhaneti görmüş, yaşamış eski ilçe başkanı olarak son sözüm şudur: bana her platformda desteklerini esirgemeyen yüzlerce değerli ülküdaşlarıma, dostlarıma, halkıma sonsuz teşekkür ediyorum. İnternet sitesinde aynen katıldığım yorumun küçük bir bölümüyle sözümü noktalıyorum. ?Ülkücülük vefadır, Ülkücülük delikanlılıktır, Ülkücülük sözünün eri olmaktır, Ülkücülük asalettir, cesarettir, Ülkücülük onurlu olmaktır, Ülkücülük ahlaklı olmaktır, Ülkücülük namuslu olmaktır, Ülkücü alınmaz, satılmaz, Ülkücü ne yalaktır, ne salaktır, ne de asalaktır, Ülkücü iftira atmaz, Ülkücü yoldaşını satmaz, Ülkücü fitne fesat yapmaz?