Anamur kadın platformu 8 Mart’ta bir dizi etkinlik düzenledi.
ADD, Eğitim – Sen, CHP, Sol Parti, İyi Parti, Sağlık Emekçileri Sendikası, MERÇED ve Emekli Sen’den oluşan platform, 8 Mart Dünya kadınlar gününü resim ve fotoğraf sergisi, şiir dinletisi, müzik dinletisi ve konferans düzenledi. Platform, günün anlamını içeren bir de basın açıklaması yaptı.
Kadın platformunun yaptığı açıklama şöyle:
Direniş 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınların devam etmekte olan grevleri arasında, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, çalışmanın günde 10 saate indirilmesi ve kadınlara eşit haklar verilmesi için bir yürüyüş yapmalarıyla başlar. Bu yürüyüş güvenlik güçleri tarafından dağıtılıp, bastırılmıştır.
Tam 50 yıl sonra, 8 Mart 1907’de bu yürüyüşün anısına, 15.000 kadının katılımıyla New York’ta bir yürüyüş daha yapılmıştır.
1909’da tekstil şirketlerinde çalışan 20.000 civarında kadın işçi daha yüksek ücret ve daha kısa çalışma saatleri için greve gitmiştir.
“20.000’lerin isyanı” olarak bilinen bu grev, Kasım 1909’dan Şubat 1910’a kadar sürmesiyle ilk uzun kadın grevi olmuştur.
Bu uzun kadın grevinden yaklaşık bir yıl sonra bir tekstil Şirketinin atölyesinde çıkan yangın sırasında binanın çıkışları kapatıldığı için üst katlara sıkışan 13-25 yaşları arasında çoğu kadın olan 140’dan fazla işçi ölmüştür.
Yaşanan bu üzücü olaydan sonra 1909 yılında 8 Mart günü, Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmaya ve kutlanmaya başlanmıştır.
8 Mart, kadınların yerelde ve uluslararası alanda verdiği mücadelelerle ortaya çıkmış bir gündür.
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..
Varlık mücadelesi yürütürken canlarını veren tüm kadınlarımızı, çocukları şiddet görmüş katledilmiş anneleri, Türk kadınına kazandırdıkları için Atamız Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.
Kadın en büyük devrimcidir.
Kadın öğrenirse nesiller öğrenir.
Tarih boyunca kadınları isyan ettiren sorunlar, kamusal ve özel alanda yer alanlar cinsiyete dayalı yapısal eşitsizliklerin ve diğer toplumsal eşitsizliklerin varlığı nedeniyle çok boyutludur.
İstanbul Sözleşmesi de;
Şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yattığını tespit eder.
Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliğin sağlanmasını hedefler.
8 Mart kutlamaları, kadınların kültürel arşivinde isyanın ve yaşamdan örneklerin var olduğu, bazen siyah bazen mor olsa da her zaman renkli, duygulu, coşkulu ve anlamlı olmuştur.
Derine, hep derine kazıyoruz
nerede çağımızın o
altın kalbi
çağımızın altın kalbini arıyoruz
kadınlarız biz..
devrimcileriz biz..
patlarız volkan gibi
çağ yenmeyecek bizi
yorgun değiliz..
buralarda biz varız..
halkız biz..
Mücadeledeyiz..
Kadına karşı şiddetin, çocuğa karşı şiddetin, insanlığa karşı şiddetin, tüm canlılara, hayvanlara, doğaya karşı şiddetin karşısındayız..
Devletlerin de, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlaması gerektiğini ve uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasını İstanbul sözleşmesinde açıkça görüyoruz.
Kadınların hayatın her alanında söz sahibi olması ve güçlenmeleri için seslerini duyurmaları, insani haklarının korunması, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda kadın temsillerinin arttırılması şarttır.
Kadının varlığı, sesi, demokrasinin gelişiminde önemli bir odak noktadır.
Bugün uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzeyde takip edilen politikalara rağmen kadınlar dünyanın her yerinde şiddete ve ayrımcılığa uğramakta; eğitimde, sağlıkta, siyasette ve karar mekanizmalarında yapıcı bir özne olmak yerine ikinci sıraya itilmekte, kadınların ekonomik faaliyetleri engellenmektedir.
Kadın medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılarak istismar edilmekte; kültürel, siyasal, ekonomik, ideolojik veya dinsel nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramakta ve dışlanmaktadır. Tüm bu ayrımcılıklara ve kadın hakları ihlallerine dur demek hepimizin görevi, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Kadınların ve genç kızların aile içi şiddet görmesi, cinsel tacize uğramaları, zorla evlendirilmeleri, sözde “namus” adına öldürülmeleri neredeyse her gün tanık olduğumuz durumlardır.
Sıla ŞENTÜRK.. 16 yaşında..
Katili ve tecavüzcüsü ‘Küçük yaşta çocuğu alıkoymak’ suçundan tutuklanmıştı
Ancak aile şikayetini geri aldı.
Yeter ki kızımızla evlensin namusumuzu kurtarsın diye..
Canını kurtaramadılar ama.. Sıla hep 16 yaşında kaldı..
Bugün 8 martta..
Hem kutlamamız hem de isyan sözlerimiz var tabiki..
Barış zamanında ve silahlı çatışma durumlarında da geçerli olacak olan İstanbul Sözleşmesi, ne yazık ki; 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 3718 sayılı cumhurbaşkanı kararı sonucunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından feshedilmiştir.
Susmuyoruz..
Çünkü dünyada her gün en az 150 kadın en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor.
Susmuyoruz..
Çünkü yalnızca geçtiğimiz eylül ayında 26 kadın cinayeti işlendi..
Susmuyoruz..
Çünkü her yıl 12 milyon kız çocuğu zorla evlendiriliyor.
*Kadınlar olarak, bu yanlış gidişe dur demek için buradayız.
*Emeğimize, bedenimize, kimliğimize gücümüze sahip çıkmak için buradayız.
*İstanbul sözleşmesi yaşatır demek için buradayız.
*Bir kişi daha eksilmemek için buradayız.
*Cumhuriyet devrimleriyle bize kazandırılan haklarımıza sahip çıkmak için buradayız.
*Toplumu, yeni gelecek nesilleri aydınlatmak için buradayız.
Kadınlar bu sorumluluk bilinciyle, paylaşma duygusuyla kendisini ve toplumu aydınlatmalı, kültürel ve ekonomik alanlarda var olmalı, üretmeli, gelişmeli ve geliştirmelidir.
Biz kadınlar, her yerdeyiz, tırnaklarımızı sıkıca taktığımız hayatın her alanında tüm engellemelere rağmen var olmaya devam edeceğiz. Haklıyız ve kazanacağız. Hayatını kaybetmiş, şiddet görmüş, tacize uğramış tüm kız kardeşlerimiz, ablarımız, annelerimiz adına İstanbul Sözleşmesi Yaşatır demekten vazgeçmeyeceğiz.
Erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle, kadına yönelik şiddet ve benzeri, insan onurunu zedeleyen her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı demokrasi ve adaletle mücadele edeceğimiz, toplumsal huzurun sağlandığı günlere ulaşma inancıyla tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
Kadınlar… Asla Yalnız Yürümeyeceksin!
Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi..
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..”