www.haberanamur.net te yayınlanan haber ve fotoğraflar, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
Havanın soğumasıyla Anamur?da soba ve kalorifer yakıtı kullanımı artması kentin havasını kirletti. Soba kullanımının yaygın olduğu Anamur?da yakılan binlerce ton kömür ve odun nedeniyle hava kirliliği yaşanıyor.
Güneşin batmasıyla birlikte yakılan sobaların dumanı kentte yoğun bir sis tabakası oluştururken, uzmanlar, kalitesiz yakıtın, hava kirliliğinin yanı sıra kanser yapıcı maddeler de oluşturduğunu kaydediyor.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Halil Kumbur, yaptığı yazılı açıklamada, tarım, sanayi ve yaşam faaliyetlerinde gerekli önlemler alınmadığı için hava kirliliğinin her geçen gün arttığını belirtti.
Kent merkezleri ve çevresinde yaşanan hava kirliliğine değinen Kumbur, şunları kaydetti:
”Kalitesi düşük kömürler ile ısınma amaçlı yakılması yasaklanmış olan lastik, kablo, madeni yağ atıklarının sobalarda, seralarda yakılması hava kirliliğine neden oluyor. Kış aylarına girdiğimiz bu günlerde kent merkezlerinde soba-kaloriferlerde kullanılan kalitesiz yakıtlar, soba ve kalorifer yakma tekniklerinin iyi bilinmemesi, baca temizliği, konut ve iş yerlerinde gerekli izolasyonu iyi yapılmadığı için enerji kaybı ve hava kirliliği daha da artmakta, soba zehirlenmeleri yaşanmaktadır.
Kalitesiz yakıt olarak nitelendirilen, plastik, otomobil lastiği, temizlenmemiş tahta, hayvan ve asfalt atığı, boya, atık petrol ürünleri ve çöplerin soba ve kalorifer kazanlarında yakılması halinde hava kirliliğinin yanı sıra kanser yapıcı maddeler de oluşmaktadır. Meteorolojik faktörlerin de katkısı ile özellikle kent merkezlerinde kış aylarında hava kirliliği daha da artmaktadır. ”
Hava kirliliğinin sağlığı tehdit ettiğini de vurgulayan Kumbur, ”Havadaki rutubetin de fazla olması nedeniyle bu kirletici gazların yoğunlaşarak asit buharlarına dönüşmesi tehlike yaratmaktadır. Oluşan hava kirliliği insanlarda ve özellikle çocuklarda solunum sorunları, astım ve kalıcı rahatsızlıklar yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.
“SOBA YAKMA TEKNİKLERİNE DİKKAT EDİLMELİ”
Zehirlenme nedeniyle meydana gelen ölümlerin kömürden değil, soba yakma tekniklerinin iyi bilinmemesi ve standart dışı soba kullanımından kaynaklandığını belirten Kumbur, şunları kaydetti:
?Zehirlenme olaylarının önüne geçilebilmek için sobada kömürü doğru yakarak hava sağlayıcı elemanların kapatılmaması gerekir. Kaliteli yakıt seçmek ve sobayı üsten yakmak gerekmektedir. Isıdan daha iyi yararlanmak için duvar ile soba arasında yaklaşık 50 santimetre mesafe bulunmalıdır. Fazla dirsek ve borudan kaçınılmalıdır. Böylece tıkanma ve sızma olasılığı azalır. Sobaların bağlantı elemanları ve borularının sık aralıklarla temizliği ve gaz sızdırmazlığı kontrol edilmelidir. Alta kömür, üste çıta koyularak üstten yakılan sobalar, yaklaşık yüzde 20 yakıt tasarrufu sağlar, çevreye daha az zarar verir. En önemlisi zehirlenme riskini en aza indirir.?
Sobanın alt ve üst hava alma kapakları kapatılırsa kömürün tutuşma süresi uzayacağından tam yanmadan çıkan gaz miktarının artacağına dikkat çeken Kumbur, bunun da enerji kaybı ve sızıntı halinde zehirlenmelere neden olabileceğini kaydetti.
Zehirlenme meydana geldiğinde zehirlenen kişiye sarımsak ve yoğurt verilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Kumbur, soba zehirlenmesinin solunum ile ilgili olduğu için zehirlenen kişiye oksijen verilebilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini kaydetti.